kadınların ilk adımı atması
belki BDSM ilişkisi yaşadığımdan yani D/s ilişkisinin doğası, kendi içindeki ilişki dinamikleri gereği öyledir.
diğer erkekler hakkında bildiğimi de yazayım.
madem soru cevap, maksat dolu dolu bilgi paylaşımı olsun. açıkçası nasıldır pek bilmiyor ve ilgilenmiyorum fakat ister istemez duyup gördüğüm kadarıyla dinci olanlar, kadınların ilk adımı atmasından rahatsız oluyormuş.
öte yandan benim gibiler yani doğası gereği (doğuştan, karakter özelliği olarak) dominant karakterler -şimdi buraya alfa malfa yazarım da neyse- genelde bu adım atmayı yapmaz. ne kadar mütevazi, kibar, incelikli de olsa hayatta ilk adımı atmaz.
aksine karşı tarafın yalvarmasından, gönlünü hoş tutmasından, kur yapıp baştan çıkarmaya çalışmasından hani kediler mahsus muzurluk yapar ya biraz sadistçe, hah işte öyle hoşlanır. tabi hepsi sevgiden ve iyi niyetli.
Alfa Erkeğin En Fazla Yapacağı
son olarak en fazla yapacağı şeyi yazayım. bu çok ama çok istisnai bir durumdur. yani böyle bir erkek (hani bu soru madem sözlükte soruldu ben de oradan örnek vereyim; hani zeki, yakışıklı, fit, seksi, incelikli vs. tonla başlıklar var ya idealize edilen veya kendini gizleyen türü, hah işte öyle elit yani en üst seviyeden olanları) bir şekilde kendisine uyumlu olabileceğini düşündüğü kız oldu diyelim. ancak o zaman için maksimum yapacağı şey onun görüş alanına yani radara girmek olur.
karşı taraf adım atıp kendini sunmuyorsa, tanışmak istemiyorsa umrunda olmaz. kendi kaybı diye düşünür.
Kendimiz Olmak
kıssadan hisse; herkese hitap edeceğim diye belli kalıplara, ön yargılara şuna buna uyarsak kendi istediğimiz şekildeki insanlarla ne yapamayız? tanışamayız, o şansı kaçırırız. şayet amacımız özel bir ilişkiyse, herkeste olmayan bir şeyse kendimiz olmalıyız.
bu prensip hayatta her şeyde geçerli
yatırım yaparken, sanat eseri araştırırken, klasik araçlarda, konsept tasarım evlerde ve sporcularda da böyledir, örneğin kaç tane mona lisa veya ronaldinho var (futbolu hiç sevmeyen ben bile efsane isimleri bilip keyifle izlerim, normal 90 dakika maçlar işkence gibi geliyorken ben bile diyorum) yani eşsiz bir "şey" arıyorsak çok ama çok uzun süre pes etmeden arayıp uğraşmak gerekir.
kriterler arttıkça nadirlik artar. ekonomiye dair evrensel bir prensip. belki günün birinde üşenmezsem tez konusu olarak bunu yaparım, kim bilir.
Yorumlar
Yorum Gönder